Cadı
Cadı, birçok dinde ve mitolojide doğaüstü güçleri olduğuna inanılan kadın. Cadılar mistik olarak bakıldığında gerçekte sadece kadınlardan oluşur.
Cadılık ve büyücülük kavramlarına da değinildiğinde, bilinenin aksine, her büyücü kadın, bir cadı değildir, fakat bir cadı aynı zamanda iyi bir büyücüdür. Hipnoz ve büyü arasında ne denli bir fark varsa, büyücülük ve cadılık arasında bir o kadar fark vardır. Çünkü bir büyücü sadece Ruhani Varlıklardan Faydalanılarak Yapılan bir sihir türünü kullanabilir fakat bir Cadı ise hem Ruhani Varlıklardan Faydalanılarak Yapılan bir sihir türünü hem de Ruh Gücüne Dayanılarak Orataya Konan bir sihir türünü kullanır. Bundan dolayı bir cadı, bir büyücüden, gücün kötüye kullanılması açısından çok daha güçlüdür.
Cadılar hakkında yapılan ve bir çok ödüle layık görülen, hikâyesini gerçek hayattan alan, kurgu olmayan 1977 yapımı bir italyan filmi olan Suspiria adlı filmde, cadılığın tanımı ve cadıların yaşayışları anlatılmıştır. Mistik bilimlerle ilgilenen kişilerin ve araştırmacıların açıkladığı günümüzdeki cadılık tanımı ise şöyledir:
« "Cadılar; kötüdürler, olumsuz ve yıkıcıdırlar. Mistik bilimlere dair uzmanlıkları inanılmaz güçlerle donatır onları. Olayların akışını ve insanların hayatını, zarar vererek değiştirebilirler. Amaçları çok büyük bir zenginliğe ulaşmaktır. Bu da, sadece diğerlerine zarar vererek elde edilebilir. Onlara bir şekilde ters düşmüş kişilere acı çektirebilir, hastalık verebilir, hatta öldürebilirler... Topluluk olarak yaşayan kadın gurubundan oluşur ve black queen (kara kraliçe) olarak adlandırılan, Kötülüğe büyük yeteneği olan cadı, sihir uzmanı liderleri vardır. Bir cadı topluluğundaki bir cadı kadının, kraliçe olması için, sihir gücünün diğerlerinden yüz kat güçlü olması gerekir. Yılanda olduğu gibi, topluluğa güç veren şey, kraliçedir, güç liderde, baştadır. Lideri olmayan bir topluluk başsız kobra gibidir; güçsüz ve zararsız..." »
Mistik bilimlerle ilgilenen çoğu kişi, islam dininde olup mistizimle uğraşan insanlar dahil, mistik bilimlerde uzmanlaşmış ve kötülüğe kendini adamış kadınlara, yani cadılara inanırlar. Bu kişilerin mistizim ve büyücülük - cadılık hakkındaki temel inancı şudur:
« Quoddam ubiquae, Quoddam semper, Quoddam ab omnibus, creditum est! »
« Anlamı: Sihir her yerde, bütün dünyadadır. Bu bilinen bir gerçektir, HER ZAMAN! »
Cadılık günümüzde bazı kişiler tarafından bir din olarak kabul görmeye başlamış olup ve adına ingilizce witchcraft adı verilmiş olsa da aslında cadılık sadece mistik uzmanlıkları olan ve metafizik gibi günümüzde halen açığa kavuşmamış bilimlerin sistemini ve formüllerini ileri derecede bilen ve bu bilimlerde uzman olan kadınlardan ibarettir. Witchcraft aynı zamanda cadılık sanatını uygulayan insanların bağlı olduğu dini vurgulamaktadır. Esasında Şaman Dininin daha modernize ve sistamatize edilmiş şekli olarak görülebilir. Eski Yunancada "witch" tedavi eden iyleştiren, şifa veren insan anlamına gelmektedir.
Etimolojisi
Cadı, dilimize Farsça'dan gelmiş bir sözcük olup; ilk anlamı "Geceleri dolaşarak insanlara kötülük ettiğine inanılan hortlak"tır (TDK). İkinci anlamı ise, "Kötülük yaparak başkalarına zarar veren kadın yada erkek" tir. Eski dilde güzel gözlü insan manasına da gelmektedir.
Cadı ile büyücülüğün arasındaki farklar ve İslam dininin cadılığa bakış açısı
Her büyücü kadın bir cadı değildir fakat bir cadı, mükemmel bir sihir uzmanıdır. İslam dininde belirtilmiş dört tür sihir çeşidi vardır. Büyücülük sadece c şıkkını kullanırken, Cadılık ise bunlardan b ve c şıklından (özellikle b şıkkından) insanlara kötülük etmek amacıyla yararlanır.
a) Keldanilerin Sihri: Bunlar yıldızlara taparlar, kainatı idare edenlerin yıldızlar olduğunu, hayır ve şerrin onlardan geldiğini. Semavi güçlerin yerdeki güçlerle birleşmesi sonucu mucizeler meydana geldiğini söylerler. Bunları irşad için Allah (c.c.) İbrahim (a.s.)’ ı gönderdi. Bunlar da kendi aralarında üç sınıf idiler;
1-) Eflak ve yıldızların ebedi olduğunu söyleyenler ki; onlara “Sabie” denilir.
2-) Eflak’ın uluhiyyetine inanırlar. Bunlar her felek için yerde bir put yapmış ve ona hizmet etmiş putperestlerdir.
3-) Eflak’ı ve yıldızları yaratan birisi olduğunu ve bunun onlara yeryüzünü idare etme hakkını verdiğini söyleyenler. Bunlar yıldızları aracı kabul ederlerdi.
2-) Eflak’ın uluhiyyetine inanırlar. Bunlar her felek için yerde bir put yapmış ve ona hizmet etmiş putperestlerdir.
3-) Eflak’ı ve yıldızları yaratan birisi olduğunu ve bunun onlara yeryüzünü idare etme hakkını verdiğini söyleyenler. Bunlar yıldızları aracı kabul ederlerdi.
b) Ruh Gücüne Dayanılarak Orataya Konan Sihir: Buna göre insan ruhu tasfiye ile icat etme, öldürme, bünye ve şekilde değişiklik yapma gücüne ulaşır.
c) Ruhani Varlıklardan Faydalanılarak Yapılan Sihir: Bu da muska yapmak ve cinleri kullanmak gibi şekillerde uygulanır.
d) Göz boyamak şeklinde yapılan sihirdir. Bu da hokkabazlık, el çabukluğu ve benzeri davranışlardır.
İslam alimleri, yukarda açıklanan a maddesinde yer alanlan kişilerin inançları açısından kafir olduklarını belirtmişlerdir. Fakat İslam alimlerince, Cadılık gibi bir konu üstünde durulduğunda eğer, konu kendini kötülüğe adamaksa; inanç olarak zaten bir kişi herhangi bir madde ya da koşula bağlı olmadan Kafirdir.
Günümüzde
Günümüzde 15. yüzyılda Avrupa'daki bakış açısına göre genellikle süpürgesi üzerinde uçarak gezinen, büyücü bir kadını temsil eder. Fakat bu sadece hayali bir semboldür...
Afrika'dan, Avrupa'ya; Hindistan'dan, Orta Doğu'ya; Dünyanın dört bir yanında büyücülerin ve cadıların kültürlerde mevcut olduğunu görebiliriz.
Cadılık dünyanın pek çok ülkesinde farklı adlar ve şekillerde uygulanabilmektedir. Macumba Afrika büyüsüdür, buna karşılık Haiti adalarında bu büyücülük sanatına verilen ismi Voodoo'dur. Cadılar dünyadaki bütün din ve inanışların hepsine önem verir onların büyüsel uygulamalarını kullanabilirler, fakat her büyücü kadın bir cadı değildir, ama bir cadı, mükemmel bir sihir uzmanıdır.
Eğer ki; cadı kelimesini, süpürge ile gezinen, kafasında siyah bir Sombrero'yu andıran şapka ile dolaşan, büyüler yapan insanlar olarak incelemek istersek; bu inanış 15 ila 17'inci yüzyıl arasında Avrupa'da yaşayan kendilerini cadı olarak ilan eden, dul kadınları temsil eder ki; bu sadece hayali bir semboldür...
Bazılarına göre cadılık denen şey; dul kadınların 15. ila 17. yüzyıl arasındaki zor yaşam koşulları altında yaşayabilmesi için yaptıkları zoraki bir meslektir. Var olmasının ana sebebi de ekonomiktir. Kimileri, "18. yüzyılın ortası itibarıyla cadıların yerini falcılar almıştır" düşüncesine sahiptir. Tabii, bu gerçek cadılık tanımından bir hayli uzaktır...
Cadılar konu olarak 19. yüzyılın ortalarında; Film ve Edebiyat'ın başlıca karakterleri arasına girmiştir.
Halkı sindirmeye çalışan bağnaz krallıklar kelimeyi anlamının aksi yönünde kullanarak, bilimi ve adaleti savunan insanları suçlayıp sindirmek için kullanmış ve sembolleştirmiştir. Bu sembolün halk üzerinde oluşturduğu dini etkiden yararlanılmış ve aykırıların toplumdan ayıklanması için kullanılmıstır. Avrupa'da ve Amerika'da binlerce insan cadılık ve benzeri şuçlardan diri diri yakılmıştır fakat bu tür olaylar gerçekte cadıların olmadığı anlamına gelmemektedir.
Galileo gibi aydınlanma çağının birçok biliminsanı ve sanatçısı Engizisyon mahkemelerinde suçlanmış ve görüşlerini inkara zorlanmıştır.
Gerald Gardner'ın Günümüzde Cadılık Adlı kitabının kapağı
Gerald Gardner
Gerald Gardner'ın 1954 yılında kurduğu cadılık sanatı en meşhur olanlarından biridir. Gerald Gardner antropolojist, occultist( Gizli ilimlerle uğraşan )ve yazardır. Kendi kurduğu Tarikatın bugün halen takipçileri mevcuttur.
(vikipedi.özgür ansiklopedi)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder