Fotoğraf Afrika'daki açlığı çok net ve acı bir biçimde vurguluyor. Bu küçük afrikalı çocuk bir kilometre öteki Birleşmiş Milletler yardım kampına yürürken artık açlıktan bitap düşmüş. Daha da kötüsü arkasında onun ölmesini bekleyen bir akbaba var... Fotoğraf 1994 yılında Somali'de Amerikalı bir gazeteci olan Kevin Carter tarafından çekilmiş ve Kevin Carter bu fotoğraf ile "Pulitzer ödülünü" kazanmış. Hikayenin en acı tarafıysa Kevin Carter Somali'den dönünce bir süre bu çocuğu araştırmış fakat bulamamış. Orada gördüklerinden çok etkilenen Amerikalı gazeteci bir süre sonra derin deprosyana girmiş ve 3 ay sonra hayatına son vermiş.

14 Ekim 2009 Çarşamba

ÇAMAŞIR MAKİNASININ TARİHİ

Çamaşır makinesinin tarihi :

Modern teknolojinin öncesinde çamaşır yıkamak hiç de sanıldığı kadar kolay, sıradan bir iş değildi. Çamaşır yıkamak, en az iki günlük, uzun bir uğraş gerektiriyordu.

Çamaşır yıkamak için mutlaka hazırlık yapılması, bir gün önceden meşe odunu külünün bir gaz tenekesinde ya da kazanda iyice kaynatılması gerekirdi. O su ateşten indirilip dinlenmeye bırakılırdı. Küller iyice dibe çöküp, su tamamen berraklaşırdı. Çamaşıra başlanacağı zaman ocakta kaynayan su ile soğuk küllü su, uygun miktarda (genellikle bir tas küllü suya iki tas sıcak su), leğende karıştırılır: bu su ve sabunla çamaşırlar yıkanırdı.Küllü su ile çamaşır yıkamanın zorluğu sadece harcanan zaman ve emekten ibaret değildi; kaynar su, küllü su, kimilerinin buna eklediği soda ile çamaşırların kirini çıkarabilmek için iyice çitilemek, çamaşır yıkayanların ellerinde ağır tahribat yapardı.

1858’de Hamilton E. Smith, Amerika’nın ve tabii ki dünyanın ilk mekanik çamaşır yıkama cihazının patentini aldı. İlk çamaşır makineleri büyük bir kutu biçimindeki tekne içinde dönen çarklardan ibaretti. Teknenin yanındaki kol elle çevrildiği zaman içindeki çarklar da dönerek sudaki çamaşırları karıştırır, kirlerini akıtırdı. Ancak bu makineleri kullanmak neredeyse çamaşır tokaçlamak kadar zor bir işti.

1908’de, Amerikalı A.J. Fisher elektrik motoru ile çalışan bir makine geliştirildi. İlk motorlu çamaşır makinelerinin çoğunda teknenin ortasına hem yukarı-aşağı hem de sağa-sola hareket eden bir mille tutturulmuş karıştırıcı, çamaşırları da çevirerek sabunlu suyun aralarından geçmesini sağlar ve çamaşırları yıkardı.

Yüzyılın ortalarında bir İngiliz firması karıştırıcıyı teknenin iç kenarına yerleştirmiş, bir pervane hızıyla dönen karıştırıcının çamaşırlara değmeksizin yalnızca suyu şiddetle karıştırarak, su içinde alabora olan çamaşırların yıkanmasını sağlamıştır.

Bu teknoloji, teknik özellikleri son derece gelişmiş günümüz otomatik çamaşır makinelerinin ilk örneğidir.Otomatik çamaşır makineleri sadece bu hızlı dönüşle çamaşırları yıkamakla kalmaz. Makine önce yıkanan çamaşırların suyunu sıkar. Ardından teknenin içinde büyük bir hızla döndürülen çamaşırlar, santrifüj (merkezkaç) gücüyle sularını kaybeder ve kısa süreli bir havalandırmadan sonra ütülenecek kadar nemli bir hale gelirler.

Türkiye’de ise çamaşır makinesine talep 1950’lerde kendini hissettirmiş, 1959’da Arçelik, bir yıl sonra Profilo üretime başlamıştır. Bugün 18 şirket bulunan sektörde üretimin %53’ü bu iki firma tarafından gerçekleştirilmektedir.

Rekor satış 1979’da 313 bin makine ile gerçekleştirilmiştir.Bugün artık çamaşırları kir ve lekelerden arındırmak için bilinen tüm maddelerden daha etkili olan deterjanlar, giysilerimizin ömrünü uzatan yumuşatıcılar, hoş kokulu temizlik ürünleri ve gelişmiş çamaşır makineleri sayesinde, çamaşır yıkamak için harcadığımız zaman birkaç dakikadır. (alıntı)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder