Fotoğraf Afrika'daki açlığı çok net ve acı bir biçimde vurguluyor. Bu küçük afrikalı çocuk bir kilometre öteki Birleşmiş Milletler yardım kampına yürürken artık açlıktan bitap düşmüş. Daha da kötüsü arkasında onun ölmesini bekleyen bir akbaba var... Fotoğraf 1994 yılında Somali'de Amerikalı bir gazeteci olan Kevin Carter tarafından çekilmiş ve Kevin Carter bu fotoğraf ile "Pulitzer ödülünü" kazanmış. Hikayenin en acı tarafıysa Kevin Carter Somali'den dönünce bir süre bu çocuğu araştırmış fakat bulamamış. Orada gördüklerinden çok etkilenen Amerikalı gazeteci bir süre sonra derin deprosyana girmiş ve 3 ay sonra hayatına son vermiş.

12 Ekim 2009 Pazartesi

KIRKPINAR GÜREŞLERİNİN TARİHİ

KIRKPINAR YAĞLI GÜREŞLER VE GAZİ MUSTAFA KEMAL ATATÜRK
Mustafa Kemal Atatürk’ün güreş sporuna büyük sevgisi vardı. Kendi himayelerinde Ankara’da güreşler yapılması için Çocuk Esirgeme Kurumu’nu görevlendirmekteydi. 1931 yılında kurumun organize ettiği güreşlerde Kurtdereli Mehmet Pehlivan’da hakem olarak bulunmuştu. Bu güreşler Mustafa Kemal’in çok hoşuna gitmiş ve yanındakilere ‘Türk Güreşinin Üzerine Eğilin’ diyerek öneride bulunmuştu.
Bu güreşlerde Kurtdereli Mehmet Pehlivanın şahsına yazdığı hem ona hemde Türk güreş sporu için düstur olan şu mektubu yazmıştır.

15 Kasım 1931
Ankara
Kurtdereli Mehmet Pehlivan
Seni cihanda ün salmış bir Türk Pehlivanı olarak tanıdım. Parlak muvaffakiyetlerinin sırrının şu sözlerle izah ettiğini öğrendim. ‘Ben her güreşte arkamda Türk Milletinin bulunduğunu ve millet şerefeni düşünüyorum.’
Bu dediğini en az yaptıkların kadar beğendim.Onun için senin bu değerli sözünü Türk sporcularına bir meslek düsturu olarak kaydediyorum. Bununla senden ve sözlerinden ne kadar çok memnun olduğumu anlarsın Çoluk,çocuğun için sana ufak bir armağan gönderiyorum. O, bu mektubumla beraberdir.Pehlivan, ömrünün tam sağlıklı uzun sürmesini dilerim.
GAZİ MUSTAFA KEMAL ATATÜRK
1-KIRKPINAR GÜREŞLERİNİN TARİHÇESİ
Güreş, geleneksel Türk sporları içinde ön sıralarda yer alan ve yaşlı güreçilerle gelenekselliğini sürdüren birt spor türüdür. Kırkpınar güreşleri ile de bu geleneksellik devam etmekle ve devam ettirilmeye çalışılmaktadır. Edirne 'nin 1361 yılında fethinden önce, Anadolu 'da bulunan Osmanlılar, Orhan Gazi devrinde oğlu Süleyman Paşa Komutasında 1356-1357 yıllarında Rumeli 'ye geçerler.
Burada yaptıkları akınlar sırasında savaş yapmadıkları ve mola verdikleri günlerde zamanlarını aralarynda çeşitli sporlar yaparak değerlendirirlerdi. Bir keresinde güreşe tutulan 40 yiğit içinden ikisi tutuştukları güreşi gece yarısına dek sürdürdükleri halde sonuçlandıramazlar ve ikisi de güreştikleri yerde can verirler.
Arkadaşları bu iki yiğidi güreş yaptıkları yerde bulunan bir incir ağacının altına gömdükten sonra Edirne 'ye doğru akınlarına devam ederler. Edirne 'nin fethinden sonra Ahırköy Çayırlığına geldiklerinde, o incir ağacının civarında billur kaynaklı bir suyun Kırkpınar çayırlığına doğru aktığını görmüşler, bu nedenle de "Kırktı bunlar. Bu yakaya ilk ayak basanlardır bunlar" diyerek o yere Kırkpınar demişlerdir. I.Murat Edirne 'nin alınmasından sonra, Edirne 'de bir güreşçiler tekkesi kurmuş ve bundan böylede her sene güreş yapılması bir gelenek haline gelmiştir.
Kırkpınar Edirne 'yi Ortaköy 'e bağlayan 35 km.lik yolun üzerinde, Simavina (Samona) ile Sarı Hızır Köyleri arasında bulunan ve Balkan savaşından sonra (1913) Yunanistan 'a bırakılan Nazif Ağa tarlası denilen Çimenlik bir yerin adıdır. Bu yerin bir tarafı Topçu Ali Ağa 'nın tarlası, bir tarafı çayırlık, bir tarafı Tikio 'lu (Totio 'lu) Recep Ağanın tarlası, bir tarafı Çilingiroğlu 'nun sebze bahçesi ve bir tarafıda Kırklar çeşmesidir. Bu Yiğitleri anmak ve güreş geleneğini sürdürmek için de güreşler 1923-1924 tarihlerinden itibaren Edirne 'nin "Sarayiçi" denilen yöresinde yapılmaya başlanmıştır.
2-YAĞLI GÜREŞ KAİDELERİ
Kırkpınar güreşleri tarihi taşıyan ne önemli bir spor dalı ve yarışmasıdır.
Şu bir gerçektir ki, yağlı güreşlerin yapıldığı ilk yıllarda bir süre söz konusu değildi ve kıran kırana güreşler saatlerce sürerdi.
Bu günkü güreşlerde, ufak tefek ayrılıklar görülürse de eskisinden pek farkı bulunmamaktadır.Ve eskisinin yaşatılmasına itina gösterilmektedir.
Kırkpınar güreşlerine gün geçtikçe artan ilgi nedeniyle katılan güreşçi sayısının artması karşısında bazı kaidelerin değiştirilmesi ve süre kıstlaması konulması bir zorunluluk haline gelmiştir.
Güreş yarışmaları Baş, Başaltı, Büyük-Orta,Küçük-Orta, Deste(Ayak)ve teşvik boyu kategori üzerindenyapılmakta olup,bunlayrıca pehlivan sayısının çokluğuna göre de Boy’lara ayrılmaktadır.Baş, Başaltı, Büyük Orta, Küçük Orta-Büyük Boy,Küçük Orta-Küçük Boy,Deste Büyük Boy,Deste Orta Boy, Deste Küçük Boy ve Tozkoparan gibi.
15 Mayıs 1991 yılında yayınlanan ‘Yağlı Güreş Yönetmeliği’ uyarınca güreşçiler kur’a ile eşleşirler.Teşvik Boyundan Büyük Orta Boyuna kadar olan (Büyük Orta Hariç) sıkletteki güreşçilerin yarışma süreleri yarım saat, Büyük Orta, Başaltı ve baş Boyu güreşlerinde ise bir saat olarak sınıflandırılmış olup bu süre sonunda yenişemeyenlere,meydan baş hakemi 10 dakika puan güreşi yaptırır, kule hakemleri sonucun belirlenmesine yardımcı olurlar.
Bir saatlik güreş sırasında pasif ve faullü güreşi nedeniyle üç ihtar alan güreşçi yenik ilan edilir. Üç ihtardan daha az ihtarlar, puan güreşinde dikkate alınır.
Yağlanan pehlivanlar tek sıralı saha kenarına yakın olarak dizilir, rakipleri ile el ele tutuşurlar, güreş duasını dinlerler ve peşreve başlarlar.

3-YAĞLI GÜREŞLERDE OYUNLAR
Evliya çelebi seyahatnamesinde de anlatıldığı gibi keseme, şirasi, kesebend, ters çekme, piş kabzu, yanbaşa, serkelle, cezayir sarması, boğma, karakuş gibi eski güreş oyunlarının yanında künde atmak, ters sarma, ters şak, ters kepçe, paça kasnaktan savurma, sarma, dış kazıkta gerdane, elense, tırpan, çift çaprazda, burun kakması, boyunduruk, karşılıklı paça kasnak, gibi yaklaşık 33 güreş oyunu vardır.

4-YAĞLI GÜREŞ ARALIĞI
Şimdilerde Ağa seçiminde geleneksel kurallar işlememektedir.Artık para söz konusu olmuştur. Önceleri ise; yörede sözü geçen saygınlığı olan, hali vakti yerinde olan kişiler belirleni, seçilen adaylar iyi niyete ve karşılıklı anlayışa dayalı olarak aralarında bir kişiyi seçerler.Güreşlerin bitim günü bir kuzu arttırma ile satışa çıkarılır adaylar kısa bir attırma yaparlar ve kuzu daha önce belirlenen aday önüne bırakılır ve Ağa seçilmiş olur.
Ağa atarafından güreşe davet edilenler, Ağa’ya yardım olarak ya para ya da tavuk, kuzu, düve gibi mal yardımında bulunurlar.Ağa pehlivanları güreşe davet eder, yarışmaları düzenler, konukları ağırlar ve ödüller verirdi.
AĞALIK İLE MANİLER
Ağalık verme ile
Beylik kalma ile
Efendilik sülaleden gelir.
Ağa dediğin Ağcaz olmalı
Altına atacak döşeği,
Üstüne binecek eşeği
İki karısı, beş, on sarısı
İki karık bakla, beş, on arısı olmalı,
Kandilim ipi telden
Yağ elden, kafası kelden,
Avlusu çitten, itten köpekten
Ağa olmaz
5-GÜREŞLERİN BAŞLAMASI
Kırkpınar güreşlerine ayrılan bir haftalık sürede ilk dört günde çeşitli Eğlenceler, Konserler, Halk Oyunları gösterileri düzenlenmekte,bu arada güreşlere katılacak güreşçilerin kayıtları yapılarak, güreşlerin başlangıcı olan haftanın son üç gününe hazırlık yapılmaktadır.Eskiden güreşlerin ilk günlerinde at koşuları, merkep ve çuval yarışmaları yapılmaktaydı.
Davetliler güreşlere, eski bir geleneğe uyularak kırmızı dipli mumla davet edilirler.(önceleri kırmızı dipli balmumu)Sahaya çeşitli eğlence yerleri ile birlikte satıcılar için dükkanlar ve teşhir yerleri yapılır.Kırkpınar Ağasının eskiden padişahların av sahasına Tavuk Ormanında vereceği yemeğin hazılıkları da sürdürülürdü.
Güreşlerin başlangıcının ilk günü olan Cuma günü, tüm güreşçiler pehlivanlar mezarlığını ziyaret ettikten sonra, Selimiye Camiinde okutulan Mevlütten sonra Sarayiçi’ne gidilerek küçük boylardan itibaren cazgırın duası ile güreşleri başlatırlar.
Ünlü cazgırlar arasında,Edirne Ayşekadın Camii imamı Sadık Hoca (Atılgan), Şirin Mustafa sayılabilir.
Cazgırların okudukları dua ve salavatlardan bazıları şunlardır:
Allah Allah İllallah
Erler çıktı meydana,
Biri birinden merdane,
Biri ak, biri kara
Mevlam her birine kuvvet vere.
Bu meydan er meydanıdır,
Nice koç Yiğitler bu meydandan geçti,
Acı tatlı suyun içip göçtü
Atlar gibi tepişin,
Aslanlar gibi kapışın
Ya Muhammed, Ya Ali

Pehlivanların piri Hazret-i Hamza Veli,
Dellal çıksın aradan,
Hepsine kuvvet versin yaradan,
Pehlivan, pehlivan

İşte meydan, işte pehlivan
Güreş edenlere yardım eder Hazret-i Yaradan
Hani Ali, Hani Veli

Pirimiz, üstadımız Hazret-i Hamzadır belli
Karşıdan gelir kır at,kanatları kat kat,
Gönderelim Hazret-i Muhammed’e Salavat.

Allah Allah İllallah,
Hepbirlikte pehlivanlarımıza
Alkışlar diyelim Maaşallah

Allah Allah İllallah,
Hayırlar gele inşallah,
Pirimiz Hamza pehlivan
Aslımız neslimiz pehlivan

İki yiğit çıkmış meydane,
Birbirinden merdane,
Biri here Biri kara,
İkisininde zoru para

Alta geldim diye erinme
Üste çıktım diye şişinme,
Alta gelirsen apış
Üste çıkarsan yapış
Vur sarmayı kündeden at,
Gönder Muhammed’e salavat,
Seyirttim gittim pınara,
Allah her ikinizin de işini unara.

Alta düştü diye üzülme,
Üste çıktım diye sevinme,
Alta düşersen apış,
Üste çıkarsan paça kazıktan yapış

Pehlivan pehlivan
İşte meydan işte pehlivan,
Analar çeker zahmeti
Babalar bilir kıymeti
Hepimiz Muhammed’in ümmedi
Guru duyup göğsümüzü kabartan
Türk gücünü kıt’alara tanıtan,
Marşımızı defalarca dinleten
O yiğitler nerde,nerde kaldı o güreş
Yaşar’lar, Celal’ler, Gazanfer, Ali,
Minderede yenemezdi kimse Türkleri,

Yılllarca alkışladı dünya bizleri
Neden unutuldu bilmem ki güreş
Şansa kur’aya bırakma işi
Hatır için vermezler, altın gümüş’ü
Hamit Kaplan, Dağıstanlı, Akbaş’ı
Hatırlayıp öyle yapın güreşi

Zengin babayı hayırsız evlat batırır,
Fakir kocayı süslü avrat batırır,
Haylaz çiftçiyi kuru inat batırır.
Pehlivan sende hazırlanmamışsan
Rakibin seni sırt aşağı yatırır.

Söğüt dalından odun olmaz
Her kızdan kadın olmaz
Her ananın doğurduğundan
Pehlivan olmaz.

Arabistan’dan getirdik aşı, hurmayı.
Mehterler çalar davulla zurnayı
Şahinde küçüktür ama
Gökten indirir turnayı.
Korkma pehlivan korkma meydan senindir.
Allah Allah İllallah alkışlarla diyelim
Pehlivanlara Maaşallah

İstanbul’dan gelir tatar
İnci alıp, cevahir satar,
Pehlivan dediğin, rakibini
Ahmet ağanın donbayı olsa atar.
Bazı sirkelerin dibine çökmüştür tortusu,
Varolsun dünya yüzünde kahraman Türk Ordusu.

İki yiğit çıktı meydane
Her ikiside birbirinden merdane.
Biri hare(here), biri kare,
Avrupa sarayı yıkıldı oldu harap
Kaptan kafa hükmetti parmaksız koca arap
Ona bile kalmadı bu meydan
Size de kalmaz bu meydan

Her zaman güreşler
Aynı mevsimde başlar,
Varolsun bu güreşleri
Seyreden Vatandaşlar
Ağustos ayında ekilen darıdan
Oğul vermeyen arıdan
Sabahları kocasından sonra
Kalkan karıdan hayır gelmez
Her yiğitten de pehlivan olmaz

Allah Allah İllallah
Sekiz Türk arslanı çıktı meydana,
Birbirinden merdane.

Alta düştüm diye yerinme,
Üste çıktım diye sevinme,
Çapraz gireyim deme,yan baş atar,
Sarma, künde yapayım deme kılçık yapar.
Pehlivan düşünme, yüce Allah’ına
Daima dua et milletine üstadına
Dünyaya geldik ayrı ayrı anadan,
Kimimiz Rumeliden, kimimiz Anadolu’dan
Pehlivanlar biliniz,

Hazret-i Hamzadır Üstadımız Pirimiz.
Pehlivan. Pehlivan
Allah’ına güvenerek gir meydana,
Çetin ol, metin ol güreş merdane.

Kırım’dan gelir tatar, tozu dumana katar,
Hasmın kaparsa kündeyi, manda olsan atar.
Söğüt dalından odun olmaz,
Her yiğitten pehlivan olmaz,
Karşıdaki dağdan aldım rengini,
Araya araya buldum hepinizin dengini.

At gibi yarışın, koç gibi tokuşun,
Koyun gibi meleşin, kardeş gibi güreşin.
Biri ak, biri kara, hazret-i hamza çıktı nura,
Ben çıkıyorum aradan,Allah sizleri kayıra.

Deste Güreşleri İçin Söylenen Dua:
Vatanımıza,milletimize, ordumuza,
Yurdumuza göz diken düşmanları taşlarız.
Halkın inayetiyle euzu beslemeleyle
Bu gün güreşlere başlarız.
Şarkı, türkü girerse besteye,
Gördüğünüz pehlivanlar
Güreş yapacaklar desteye.
Pehlivan, pehlivan

Hoş geldiniz safalar getirdiniz,
Pirler meydanına şeref getirdiniz,
Tarihi Kırkpınar güreş sahasına
Hani Ali, hani Veli, hani Kurtdereli?

Pirimiz, üstadımız Hazret-i Hamza
Peygamberimiz Muhammed Mustafa
Allah, Allah İllalah
Hep beraber alkışlarla diyelim maaşallah

Küçük Orta Pehlivanlar İçin Söylenen Mani:
Türk Milletinin saygısı vardır ATA’ya,
Gördüğün pehlivanlar
Güreş yapacaklar küçük ortaya,

Büyük Orta Pehlivanlar İçin Söylenen Mani:
Bazı insanlar güreşleri izlemek üzere
Kimisi araba ile kimisi yaya,
Gördüğünüz yiğit aslanlar
Güreş yapacaklar büyük ortada.

Başaltı Pehlivanlar İçin Söylenen Mani:
Milli piyangodan bir bilet al,
Güven talihine bahtına,
Geleceğin başpehlivanları
Güreş yapacaklar başaltına.

Baş Güreşleri İçin Söylenen Maniler:
Er meydanındaki güreşleri izlemek üzere
Buraya geldiniz koşakoşa,
Gördüğünüz koç yiğitler
Güreş yapacaklar Baş’a

Bir gün olur seninde yazılır.
İsmin mezar taşına,
Baş pehlivanlar euzu besmele ile
Soyunarak kazan başına.

Cenabı Hak kimseye
Vermesin İlleti,
Varol dünya yüzünde
Kahraman Türk Milleti. (alıntı)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder