Fotoğraf Afrika'daki açlığı çok net ve acı bir biçimde vurguluyor. Bu küçük afrikalı çocuk bir kilometre öteki Birleşmiş Milletler yardım kampına yürürken artık açlıktan bitap düşmüş. Daha da kötüsü arkasında onun ölmesini bekleyen bir akbaba var... Fotoğraf 1994 yılında Somali'de Amerikalı bir gazeteci olan Kevin Carter tarafından çekilmiş ve Kevin Carter bu fotoğraf ile "Pulitzer ödülünü" kazanmış. Hikayenin en acı tarafıysa Kevin Carter Somali'den dönünce bir süre bu çocuğu araştırmış fakat bulamamış. Orada gördüklerinden çok etkilenen Amerikalı gazeteci bir süre sonra derin deprosyana girmiş ve 3 ay sonra hayatına son vermiş.

13 Ekim 2009 Salı

DİKİŞ MAKİNASININ TARİHİ

DİKİŞ MAKİNASI.

1-sanayi devriminin gerçekleşmesiyle dikiş dikme konusunda da makinelerden faydalanmak için yollar aranmaya başlanır. Dikiş makinesinin temellerini atarak bu konuda ilk alınan patent 1755 yılınada mekaniker olan charles weisenthal tarafından alınmıştır.

Bu patentte tek sözü geçen, mekanin dikişte kullanılabilinecek delikli bir iğnedir, ancak makinenin geri kalanından söz edilmez. 35 yıl boyunca hiç kimse üzerine almaz fakat 1790 da ingiliz mucit ve marangoz olan thomas saint bütün bir dikiş makinesi için patent alır. ama bu makineyi hayata geçirmez zira bu patent alınan makinenin daha sonraki yıllarda röprodüksiyonunda da çalışmadığı görülür. aradan yıllar geçer, insanlar bu konu üzerinde çalışmaya devam eder ancak 1830 da fransız terzi barthélemy thimmonier ilk işlevsel dikiş makinesini yapabilmiştir. bir süre sonra tek iplikle zincir dikişi diken makinesine patent alır. işler büyür, 80 makinelik bir imalathane açar fakat diğer parisli terziler işlerini kaybedeceğinden korkup bir gece thimmonier in imalathanesini basıp bütün makinelerini hurdaya çıkarırlar, thimmonier' a da bunun üstüne ancak canını kurtarmak için kaçmak kalır. bir süre sonra bu kavga işçiler arasına değil girişimciler arasında olur.

1834 te amerika da walter hunt ilk başarılı dikiş makinesini üretmeyi başarsa da buna patent alamaz. elias howe ise o zamana kadar en gelişmiş dikiş makinesi üzerinde çalışmalarını tamamlayarak 1846 da patent alır. aynı zamanda bu, amerika' da dikiş makinesi üzerine alınan ilk patenttir. howe patenti almıştır almasına ama maddi destek bulamadığı için, belki ingiltere' de bulabilirim diyerek ingiltere ye gider. bir süre sonra makinesinin kalarını satar, tekrar maddi sıkıntıya girince ailesini amerika' ya gönderir arkasından kendisi gider. ama orada birçok üreticinin, izin almadan onun makinesinin benzerlerini ürettiğini görür ve bunlardan biri de m. singer dir. singer dikiş makinesinin gelişiminde büyük bir rol oynamasa da bu makineyi en iyi pazarlayan odur. yenilikler getirir, taksitli satış uygular, ve 1860 a gelindiğinde dünyanın bir numaralı dikiş makinesi markası olur. satış ve üretim artınca fiyatlar da düşer... ancak howe hala hakkını aramaktadır ve singer, davayı kaybetmemek için walter hunt ile iş birliği yapar, hunt 20 yıl sonra bile makinesine patent almaya çalışır fakat başarılı olamaz. ve sonunda elias howe 1845 te davayı kazanır. howe un patenti dikiş makinelerinin temeli olarak kabul edilir ve her üretilen dikiş makinesi için howe a 25 dolar ödenir. böylece farklı bir yolla dikiş makinesinden para kazanır.

2-yerli filmlerde yoksulluk sembolü olarak aktarılan ve genelde kardeşini yada çocuğunu güçbela okutmaya çalışan yoksul bir kadınla karşımıza çıkarılan alet. burda iktidarın söylediği "küçük ölçekli üretimle en fazla karnınızı doyurursunuz!" mudur tartışılabilir.(kaynak.itusözlük)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder